Oyma ve Kakma İşleri
Oymacılık, ağaç, tahta, taş, maden üzerine olmak üzere başka başkadır. Ağaç ve tahta üzerine yapılan oymacılığa kaatıccılık ve taş üzerine yapılan oymaya senktraşî veya naht, madenî eşya üzerindeki kabartmalara da nakr denilirdi.
Ağaç üzerine yapılan oymalar minber, kapı, pencere kapağı, rahle gibi büyük ve enfiye kutusu, arka kaşağısı, müttekâ, küçük çerçeve ve el aynaları çerçeveleri gibi küçük kıtalarda olarak iki kısımdı.
Naht denilen taş oyması tezyinatı bazı cami minareleri şerefeleriyle çeşme taş çerçeveleri, hamam kurnaları, ayna taşları, mezar taşlarıve buna mümasil yerlerde kullanılan bir sanat olup bugün bunun yüzlerce numunesi görülmektedir; nakr san'atına ait işler de bugün müzelerimizi süsleyen şamdan, buhurdan, kandil, ibrik, silah, sahan ve hamam tası mangal ve benzeri üzerlerindeki ince ve zarif tezyinattır; kuyumculukta bu sanat erbabına kalemkâr denilirdi.
Anadolu Selçukluları devrinde pek ilerlemiş olan oymacılık Eşref, Karaman, Aydın ve Candar beyliklerinde de kuvvetini muhafaza etmiş ve Osmanlılarda ise en orijinal şekillerini göstermiştir; Bursa'da Ulucami'nin abonoz üzerine oyulmuş fevkalâde sanatkârane olan minberi ve Yeşiltürbe kapılarını 824 H. 1421 M. de Hacı Ali bin Ahmed isminde bir sanatkâr yapmıştır. Yeşil Cami'in muhtelif şekildeki pencere kanatları da fevkalâdedir.
Türk ince sanatlarından biri de kakmacılıktır ki bu da oyulan mâden veya ağacın içine fildişi, tel, sadef, kemik vesaire ile vücuda getirilen tezyinattır; bunlardan bir haylisi müze, cami ve türbelerde görülmektedir. Süleymaniye'deki İslâm Eserleri Müzesi ile Topkapı sarayı ve Askerî Müzede bu sanat eserlerinden çok vardır. Kakmacılığın sedef işleriyle meşgul olan sanatkârına sedefkâr ismi verilmektedir.
Oymacılık, ağaç, tahta, taş, maden üzerine olmak üzere başka başkadır. Ağaç ve tahta üzerine yapılan oymacılığa kaatıccılık ve taş üzerine yapılan oymaya senktraşî veya naht, madenî eşya üzerindeki kabartmalara da nakr denilirdi.
Ağaç üzerine yapılan oymalar minber, kapı, pencere kapağı, rahle gibi büyük ve enfiye kutusu, arka kaşağısı, müttekâ, küçük çerçeve ve el aynaları çerçeveleri gibi küçük kıtalarda olarak iki kısımdı.
Naht denilen taş oyması tezyinatı bazı cami minareleri şerefeleriyle çeşme taş çerçeveleri, hamam kurnaları, ayna taşları, mezar taşlarıve buna mümasil yerlerde kullanılan bir sanat olup bugün bunun yüzlerce numunesi görülmektedir; nakr san'atına ait işler de bugün müzelerimizi süsleyen şamdan, buhurdan, kandil, ibrik, silah, sahan ve hamam tası mangal ve benzeri üzerlerindeki ince ve zarif tezyinattır; kuyumculukta bu sanat erbabına kalemkâr denilirdi.
Anadolu Selçukluları devrinde pek ilerlemiş olan oymacılık Eşref, Karaman, Aydın ve Candar beyliklerinde de kuvvetini muhafaza etmiş ve Osmanlılarda ise en orijinal şekillerini göstermiştir; Bursa'da Ulucami'nin abonoz üzerine oyulmuş fevkalâde sanatkârane olan minberi ve Yeşiltürbe kapılarını 824 H. 1421 M. de Hacı Ali bin Ahmed isminde bir sanatkâr yapmıştır. Yeşil Cami'in muhtelif şekildeki pencere kanatları da fevkalâdedir.
Türk ince sanatlarından biri de kakmacılıktır ki bu da oyulan mâden veya ağacın içine fildişi, tel, sadef, kemik vesaire ile vücuda getirilen tezyinattır; bunlardan bir haylisi müze, cami ve türbelerde görülmektedir. Süleymaniye'deki İslâm Eserleri Müzesi ile Topkapı sarayı ve Askerî Müzede bu sanat eserlerinden çok vardır. Kakmacılığın sedef işleriyle meşgul olan sanatkârına sedefkâr ismi verilmektedir.
günümüzde kakma işleri ben gezdim hayran kaldım www.ayyildizahsap.com sitesinde, ustanın ellerine sağlık.