Tarih
Osmanlı tarihçiliği XV. yüzyılın ortalarına doğru başlamıştır; bu tarihten evvel yazılan vekayi pek az ve belirsizdir; Osmanlıların bu devirlerine ait bir kısım malûmatı Memlûkler devrinde Mısır ve Suriye'de yazılan Arap tarihleriyle Bezm ü Rezm, Zafer-nâme, ve bunlara benzer eserlerden ve bir dereceye kadar da bazı anonim Âl-i Osman tarihlerinden öğrenmekteyiz.
Şimdiki halde Osmanlı tarihinden bahseden en eski eser şair Ahmedî'nin İskender-nâme adlı eserine müstakil bir kısım olarak ilâve ettiği Dastân-ı Tevarih-i Mülûk-i Âl-i Osman isimli manzum parçadır; bu manzum eser Osmanlı tarihinin şimdiye kadar bilmediğimiz kısımlarını öğretmek itibariyle mühimdir. Derli toplu bir tarih olarak yazılmış olanı Âşık Paşa-zade'nin Tevarih-i Âl-i Osman isimli eseri bundan sonra gelen mühim bir tarihtir. Âşık Paşazade ilk Osmanlı tarihini pederinden naklen Bursa'da Orhan Gazi Camii imamı Yahşi Fakih'ten nakletmiştir.
Fatih Sultan Mehmet zamanında yaşayan Kâşifi'nin Gaza-nâme-i Rum isimli bir tarihi ve bundan başka içinde Osmanlı vekayii bulunan Abdurrahman-ı Bistamî'nin II. Murat zamanında yazdığı eser Osmanlı tarihine ait bazı kısımları ihtiva etmektedir. bilhassa mukaddimesi ve Osmanlı tarihine giriş kısmı çok kıymetlidir. Oğlu Ebülfazl Efendi babasının tarihine zeyl yazmıştır.
Bundan başka Amasyalı Mevlanâ Şükrullah'ın (vefatı 868 H. 1464 M.'den sonra) Farsça yazdığı Behcetü't-tevarih isimli eserin sonunda Fatih Sultan Mehmet'in cülusuna kadar gelen özet bir Osmanlı tarihi vardır.
XV. yüzyılın son yarısı içinde Enverî tarafından yazılarak kısmen Osmanlı tarihinden bahseden ve vezir-i âzam Mahmud Paşa'ya ithaf olunan Düstur-nâme ile Tacizâde Cafer Çelebi'nin İstanbul Fetihnamesi ve Dursun Bey'in Tarih-i Ebülfetih isimli tarihi ve birde Fatih'in son vezir-i azamı olan Karamanî Mehmet Paşa'nın Nişancı iken yazdığı Arapça Osmanlı Tarihi'ni görmekteyiz. Son iki eser Fatih devrine aittir. Bu XV. yüzyıl ortalarında Rum beylerinden İmrozlu Kritovulos, Fatih Sultan Mehmet devrinin bir kısım vekayiini Rumca olarak Tarih-i Sultan Mehmed Hân-ı Sânî ismiyle kaleme alarak pâdişâha takdim etmiştir.
Fatih Sultan Mehmet'in emriyle Şehdî isminde bir şair Âl-i Osman tarihini Şeh-name tarzında yazmaya başlamış ve 10,000 beyitten ziyade nazmetmişken vefatı dolayısıyla eseri noksan kalmıştır; bundan başka kâtip Şevleî'nin mensur olarak bir Osmanlı tarihi kaleme aldığını yine Sehî Bey yazmaktadır.
XV. yüzyılın sonlarıyla XVI. yüzyıl başlarında -bilhassa II. Sultan Bayezid devrinde- Osmanlı tarihi yazanlar çoğalmış gerek nazmen gerek neşren müellifleri malum ve meçhul bir hayli tarihî eser meydan almıştır; bunların içinde en ziyade itimada şayan olanı Âşık Paşazade ile Neşrî Mehmed Efendi ve Kâtip Ruhîile Bihiştî ve Oruç Bey'in tarihleridir.
Bunlardan Âşık Paşazade, Çelebi Mehmet zamanını idrak etmiş ve II. Bayezid zamanına kadar yaşayıp yüz yaşına yakın ömür sürmüştür; kendisi XV. yüzyılın ilk yarısı vekayiinin içinde Çelebi Mehmet, II. Murat, II. Mehmet dönemleri esnasında bizzat bulunarak bir çok olaylara şahit olmuş ve Çelebi Mehmet'ten evvelki tarihi de işiterek yazmıştır. Bundan dolayı 1418'den 1502 senesine kadar olan 85 senelik hâdiselerin içinde yaşamış olduğundan mütalaası en ziyade itimada şayan olmak gerekir.
Germiyanlı olan Neşrî Mehmed Efendi'nin Cihan-nüma ismini verdiği tarih, Âşık Paşazade tarihine benzemektedir; müderrislikte bulunmuş olan Neşrî, II. Sultan Bayezid'in emriyle Osmanlı tarihini yazmıştı; eserin baş tarafında Osmanlılardan evvelki Türklerin ve Tatarların tarihi yazılmış ve sonra Osmanlı tarihine girilmiştir; vefatı tarihi belli olmayan Neşrî'nin vekayinâmesi Âşık Paşazâde'den sonra en iyi yazılmış Osmanlı tarihidir; hatta Âşık Paşazad e'de olmayan bazı Osmanlı vekayii bunda vardır. Neşri Tarihî T. Tarih Kurumu tarafından bastırılmaktadır.
XV. yüzyıldan itibaren gerek Türkçe ve gerek Farsca yazılmış Osmanlı tarihleri içinde İbn-i Kemal'in meşhur Osmanlı tarihiyle İdris-i Bitlisî'nin Heşt Bihişt isimli tarihi pek mühimdir. İbn-i Kemal, tarihini 895 H. 1489 M. senesine kadar yazmıştır; eser çok muğlak olup bir kısım olaylar, yazım tarzına feda edilmiştir. XVI. asır başlarında yazılmış olan bu tarih 8 cüz olup parça parça muhtelif İstanbul kütüpanelerinde bulunuyor.
Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan Bey ve oğlu Yakup Şah zamanlarında divan kâtipliğinde bulunmuş olan ve Yakup Şah'ın adamlarından Kadı İsa'nın himayesinde yetişen İdris-i Bitlisî, efendisi Kadı İsa'nın ölümünden sonra İstanbul'a gelerek II. Sultan Bayezid'in emriyle Farsca Heşt Bihişt'i yazmıştır; eseri pek münşiyâne ve İran tarihlerinde görülen mübalağalarla dolu olmakla beraber içindeki bilgiler itibariyle en kuvvetli tarihtir; bilhassa mukaddimesi ve Osmanlı tarihine giriş kısmı çok kıymetlidir. Oğlu Ebülfazl Efendi babasının tarihine zeyl yazmıştır.
Yine bu XVI. asrın ilk yarısı içinde Bihiştî'nin ve daha sonra Lûtfi Paşa'nın tarihleriyle Rüstem Paşa Tarihi diye şöhret bulan Osmanlı tarihi kayda değer eserlerdendir; Rüstem Paşa Tarihi'nin baş tarafı hemen tamamen Neşrî'den alınmıştır.
Osmanlı tarihleri arasında II. Bayezid, I. Selim, Kanunî Süleyman namlarına yazılmış olup miktarı bir hayli yekûn tutan Şeh-name veya bir mahallin zabtına ve yahut kısmen bir hükümdar devrine ait hususî tarihler varsa da bunlar konumuzla ilgili değildir.
Bu mütalaalardan çıkan neticeye göre Osmanlıların ilk zamanlarına ait olan olaylar kayda geçirilmemiş olup bu noksanlık elde edilecek vesika, vakfiye, tapu (arazi tahrir) defterleri, kitabeler, arşiv vesikaları, Venedik, Ceneviz, Bizans, Balkan memleketleri kay-naklariyle seyahatnameler ve Suriye, Mısır tarihlerinden alınacak malûmat ile şöyle böyle yazılacaktır; bu yabancı kaynaklar bu devirdeki Osmanlı devleti olaylarını tamamen aydınlatamamakla beraber bir kısmı hakkında yararlanmamıza yarayabilmektedir. Mütalaamızı özetlersek bütün iç ve dış kaynaklar tetkik edilmek suretiyle henüz etraflı bir Osmanlı tarihi yazılmamış olduğunu görüyoruz.
Osmanlı tarihçiliği XV. yüzyılın ortalarına doğru başlamıştır; bu tarihten evvel yazılan vekayi pek az ve belirsizdir; Osmanlıların bu devirlerine ait bir kısım malûmatı Memlûkler devrinde Mısır ve Suriye'de yazılan Arap tarihleriyle Bezm ü Rezm, Zafer-nâme, ve bunlara benzer eserlerden ve bir dereceye kadar da bazı anonim Âl-i Osman tarihlerinden öğrenmekteyiz.
Şimdiki halde Osmanlı tarihinden bahseden en eski eser şair Ahmedî'nin İskender-nâme adlı eserine müstakil bir kısım olarak ilâve ettiği Dastân-ı Tevarih-i Mülûk-i Âl-i Osman isimli manzum parçadır; bu manzum eser Osmanlı tarihinin şimdiye kadar bilmediğimiz kısımlarını öğretmek itibariyle mühimdir. Derli toplu bir tarih olarak yazılmış olanı Âşık Paşa-zade'nin Tevarih-i Âl-i Osman isimli eseri bundan sonra gelen mühim bir tarihtir. Âşık Paşazade ilk Osmanlı tarihini pederinden naklen Bursa'da Orhan Gazi Camii imamı Yahşi Fakih'ten nakletmiştir.
Fatih Sultan Mehmet zamanında yaşayan Kâşifi'nin Gaza-nâme-i Rum isimli bir tarihi ve bundan başka içinde Osmanlı vekayii bulunan Abdurrahman-ı Bistamî'nin II. Murat zamanında yazdığı eser Osmanlı tarihine ait bazı kısımları ihtiva etmektedir. bilhassa mukaddimesi ve Osmanlı tarihine giriş kısmı çok kıymetlidir. Oğlu Ebülfazl Efendi babasının tarihine zeyl yazmıştır.
Bundan başka Amasyalı Mevlanâ Şükrullah'ın (vefatı 868 H. 1464 M.'den sonra) Farsça yazdığı Behcetü't-tevarih isimli eserin sonunda Fatih Sultan Mehmet'in cülusuna kadar gelen özet bir Osmanlı tarihi vardır.
XV. yüzyılın son yarısı içinde Enverî tarafından yazılarak kısmen Osmanlı tarihinden bahseden ve vezir-i âzam Mahmud Paşa'ya ithaf olunan Düstur-nâme ile Tacizâde Cafer Çelebi'nin İstanbul Fetihnamesi ve Dursun Bey'in Tarih-i Ebülfetih isimli tarihi ve birde Fatih'in son vezir-i azamı olan Karamanî Mehmet Paşa'nın Nişancı iken yazdığı Arapça Osmanlı Tarihi'ni görmekteyiz. Son iki eser Fatih devrine aittir. Bu XV. yüzyıl ortalarında Rum beylerinden İmrozlu Kritovulos, Fatih Sultan Mehmet devrinin bir kısım vekayiini Rumca olarak Tarih-i Sultan Mehmed Hân-ı Sânî ismiyle kaleme alarak pâdişâha takdim etmiştir.
Fatih Sultan Mehmet'in emriyle Şehdî isminde bir şair Âl-i Osman tarihini Şeh-name tarzında yazmaya başlamış ve 10,000 beyitten ziyade nazmetmişken vefatı dolayısıyla eseri noksan kalmıştır; bundan başka kâtip Şevleî'nin mensur olarak bir Osmanlı tarihi kaleme aldığını yine Sehî Bey yazmaktadır.
XV. yüzyılın sonlarıyla XVI. yüzyıl başlarında -bilhassa II. Sultan Bayezid devrinde- Osmanlı tarihi yazanlar çoğalmış gerek nazmen gerek neşren müellifleri malum ve meçhul bir hayli tarihî eser meydan almıştır; bunların içinde en ziyade itimada şayan olanı Âşık Paşazade ile Neşrî Mehmed Efendi ve Kâtip Ruhîile Bihiştî ve Oruç Bey'in tarihleridir.
Bunlardan Âşık Paşazade, Çelebi Mehmet zamanını idrak etmiş ve II. Bayezid zamanına kadar yaşayıp yüz yaşına yakın ömür sürmüştür; kendisi XV. yüzyılın ilk yarısı vekayiinin içinde Çelebi Mehmet, II. Murat, II. Mehmet dönemleri esnasında bizzat bulunarak bir çok olaylara şahit olmuş ve Çelebi Mehmet'ten evvelki tarihi de işiterek yazmıştır. Bundan dolayı 1418'den 1502 senesine kadar olan 85 senelik hâdiselerin içinde yaşamış olduğundan mütalaası en ziyade itimada şayan olmak gerekir.
Germiyanlı olan Neşrî Mehmed Efendi'nin Cihan-nüma ismini verdiği tarih, Âşık Paşazade tarihine benzemektedir; müderrislikte bulunmuş olan Neşrî, II. Sultan Bayezid'in emriyle Osmanlı tarihini yazmıştı; eserin baş tarafında Osmanlılardan evvelki Türklerin ve Tatarların tarihi yazılmış ve sonra Osmanlı tarihine girilmiştir; vefatı tarihi belli olmayan Neşrî'nin vekayinâmesi Âşık Paşazâde'den sonra en iyi yazılmış Osmanlı tarihidir; hatta Âşık Paşazad e'de olmayan bazı Osmanlı vekayii bunda vardır. Neşri Tarihî T. Tarih Kurumu tarafından bastırılmaktadır.
XV. yüzyıldan itibaren gerek Türkçe ve gerek Farsca yazılmış Osmanlı tarihleri içinde İbn-i Kemal'in meşhur Osmanlı tarihiyle İdris-i Bitlisî'nin Heşt Bihişt isimli tarihi pek mühimdir. İbn-i Kemal, tarihini 895 H. 1489 M. senesine kadar yazmıştır; eser çok muğlak olup bir kısım olaylar, yazım tarzına feda edilmiştir. XVI. asır başlarında yazılmış olan bu tarih 8 cüz olup parça parça muhtelif İstanbul kütüpanelerinde bulunuyor.
Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan Bey ve oğlu Yakup Şah zamanlarında divan kâtipliğinde bulunmuş olan ve Yakup Şah'ın adamlarından Kadı İsa'nın himayesinde yetişen İdris-i Bitlisî, efendisi Kadı İsa'nın ölümünden sonra İstanbul'a gelerek II. Sultan Bayezid'in emriyle Farsca Heşt Bihişt'i yazmıştır; eseri pek münşiyâne ve İran tarihlerinde görülen mübalağalarla dolu olmakla beraber içindeki bilgiler itibariyle en kuvvetli tarihtir; bilhassa mukaddimesi ve Osmanlı tarihine giriş kısmı çok kıymetlidir. Oğlu Ebülfazl Efendi babasının tarihine zeyl yazmıştır.
Yine bu XVI. asrın ilk yarısı içinde Bihiştî'nin ve daha sonra Lûtfi Paşa'nın tarihleriyle Rüstem Paşa Tarihi diye şöhret bulan Osmanlı tarihi kayda değer eserlerdendir; Rüstem Paşa Tarihi'nin baş tarafı hemen tamamen Neşrî'den alınmıştır.
Osmanlı tarihleri arasında II. Bayezid, I. Selim, Kanunî Süleyman namlarına yazılmış olup miktarı bir hayli yekûn tutan Şeh-name veya bir mahallin zabtına ve yahut kısmen bir hükümdar devrine ait hususî tarihler varsa da bunlar konumuzla ilgili değildir.
Bu mütalaalardan çıkan neticeye göre Osmanlıların ilk zamanlarına ait olan olaylar kayda geçirilmemiş olup bu noksanlık elde edilecek vesika, vakfiye, tapu (arazi tahrir) defterleri, kitabeler, arşiv vesikaları, Venedik, Ceneviz, Bizans, Balkan memleketleri kay-naklariyle seyahatnameler ve Suriye, Mısır tarihlerinden alınacak malûmat ile şöyle böyle yazılacaktır; bu yabancı kaynaklar bu devirdeki Osmanlı devleti olaylarını tamamen aydınlatamamakla beraber bir kısmı hakkında yararlanmamıza yarayabilmektedir. Mütalaamızı özetlersek bütün iç ve dış kaynaklar tetkik edilmek suretiyle henüz etraflı bir Osmanlı tarihi yazılmamış olduğunu görüyoruz.
"Osmanlıda Tarihcilik" Hakkındaki Yorum Sayısı 0 yorum