... 25 Nisan…. Daha düne kadar bu tarihin ne anlam ifade ettiğini birçoğumuz bilmiyorduk. Çanakkale savaşları 18 Mart’larda yapılan törenlerle hatırlanan, birçok cephede yaptığımız savaşlardan biriydi.
Çanakkale’ye 1967 yılında parasız yatılı öğrenci olarak geldim. 5 yıl orta öğrenim gördüm. Benimle birlikte Türkiye’nin çeşitli yerlerinden gelmiş öğrencilerle bir arada devlet yurdunda yatılı öğrenci olmamıza rağmen bize bu savaşlarla ilgili hiçbir özel bilgi verilmediği gibi 5 yıl boyunca yarımadaya götürülmedik. Oysa 1967 yılında Çanakkale Savaşları yaşanalı 52 yıl olmuştu. Bugün düşündüğümde bunun neden yapılmadığına hala bir anlam veremiyorum.
Belki aynı aymazlık devam edecekti. Ancak birileri, hem de yaşanan savaşın mağluplarının torunları bir gün binlerce kilometre öteden, okyanusu aşıp Çanakkale’ye geldiler. Bu topraklarda ölen dedeleri için ayinler düzenlemeye törenler yapmaya başladılar. Oysa onlar bu savaştan utanacak kimselerdi. Dedeleri, birilerinin vatanını ellerinden almak için saldıran tarafın askerleriydi.
Hepimiz şaşkındık. Bu insanlar bu ayıplarına rağmen nasıl oluyor da çok uzun yolları kat ederek Çanakkale’ye geliyorlardı. Gerçek kısa sürede anlaşıldı. ONLARIN DEDELERİ
İNGİLİZLER TARAFINDAN ALDATILMIŞTI. İNGİLİZ’İN BİTMEYEN HIRSINA KURBAN EDİLMİŞLERDİ. HEMEN BU ACININ ETRAFINDA KENETLENDİLER. VE DEDELERİNİ ALDATANLARI LANETLEMEK İÇİN HER YIL ÇANAKKALE’YE GELMEYE BAŞLADILAR.
Evet Anzaklar bizi kendimize getirdi.
BİZ VATANINA SALDIRILMIŞ VE BU SAVAŞTAN GALİP ÇIKMIŞ DEDELERİMİZ İÇİN HİÇ BİR ŞEY YAPMADIĞIMIZI FARKETTİK.
Çanakkale Savaşları gün gün incelenmeye başlandığında ise hayretler içinde kaldık. DEDELERİMİZİN nasıl bir acımasız canavarla savaştığını görmeye başladık. Dünya uluslarına yüzlerce yıl kan kusturan ve bugün bu tavrını hiç değiştirmeyip, menfaati olduğuna inandığı her yeri cehenneme çeviren bu katilin gerçek yüzünü, bu savaşlarda yaşattığı vahşetin birini sizlerle paylaşarak göstermek istedik .
TARİH 25.NİSAN 1915… Yarımadaya yapılan kara saldırılarının ilk günü. Yüzlerce vatan evladı şehit….Tabii bir çoğu da yaralı. Yarımadada ulaşım aracı yok.Ancak atlar ve tahta arabalar. Yaralılar bin bir güçlükle Eceabat yakınında ve cephe gerisinde bulunan Akbaş mevkiine taşınıyor. YÜZLERCE AĞIR YARALI VAR. Bunların İÇİNDE BİR ÇOĞU askerleri ile birlikte en ön saflarda çarpışan üst düzey komutanlar, Binbaşılar, yüzbaşılar…
Akbaş’ta bulunan iskelede, şirketi hayriye'nin yolcu gemilerinden HALEP GEMİSİ yaralıları İstanbul’a götürmek için hazırlanmış. Ayrıca İstanbul’da Selimiye kışlası gelecek yaralıları tedavi amaçlı hastane haline getirilmiş.
Getirilen yaralılar büyük bir itina ile gemiye alınıyor. 200 ü aşkın vatan evladı bir an önce iyileşip tekrar cepheye dönme arzusu ile arkadaşları ile vedalaşıyor.
Erzincanlı Yüzbaşı Şekip, Nevşehirli Binbaşı Ali, Dadaylı yüzbaşı Mustafa Zeki, Çankırılı Binbaşı Seçkin, Elazığlı Yüzbaşı Mehmet Servet, Urfalı yüzbaşı İbrahim Hikmet, Tokatlı binbaşı Muhittin, Pozantılı yüzbaşı Hamdi, Sivaslı binbaşı İbrahim, Halepli Ahmet oğlu Mehmet… uzayıp giden yüzlerce isim.
Akbaş mevkii cephe gerisi. Gemi yolcu gemisi. Hastane gemisi olduğu zaten düşman tarafından biliniyor. Geminin üzerinde hiçbir silah yok.
AMA DÜŞMAN ÖYLE BİLDİĞİNİZ DÜŞMANLARDAN DEĞİL. Onun için hastane gemisi, savaş gemisi fark etmiyor. O yok etmek için programlı.
Gemi, Akbaş iskelesinden dualarla ve arkadaşlarını bir daha görememek endişesi taşıyan Mehmetçiklerin gözyaşları ile günün akşama yakın saatlerinde uğurlanıyor. Daha iskeleden 10-15 metre ayrılıyor ki korkunç bir patlama kıyıda uğurlayanları yerlerinde donduruyor. Daha fazla zarar verebilmek için geminin yüklenmesini bekleyen İngiliz E-11 denizaltısı artık zamanın geldiğine inanarak torpili fırlatmıştır. Gemi kısa sürede sulara gömülüyor. Gemi personeli ile birlikte 200 ü aşkın yaralı subay ve erlerimizden hiçbiri kurtulamıyor. Akbaş cehenneme dönüyor. Herkes perişan. Kimileri suya atlayıp denize düşenleri kurtarmaya çalışıyorsa da sonuç tam bir felaket. Toplanabilen şehitler elbiseleri ile birlikte karaya alınıp topluca gömülüyor... Sağ kalanlar nefretle sıktıkları yumruklarını göğe kaldırıp bu kalleş düşmanı topraklarından atacaklarına bir kez daha gözyaşları ile haykırarak yemin ediyorlar.
HANİ ÇANAKKALE SAVAŞLARI İÇİN CENTİLMENLER SAVAŞI FALAN DENİYOR YA SAKIN İNANMAYIN. BU SAVAŞIN TEK CENTİLMENİ VATANINI SAVUNAN MEHMETÇİKTİR.
BU SAVAŞTA UĞRADIĞI ONCA HAKSIZLIĞA, KENDİSİNE KARŞI İŞLENEN ONCA İNSANLIK SUÇUNA RAĞMEN “ Bu topraklarda ölenler artık bizim çocuğumuz olmuştur” diyen komutanın neferleri MEHMETÇİKLER…
ANZAKLAR KENDİLERİNİ ALDATANLARI TANIYIP MİLLET OLMAYA ÇALIŞIRKEN, BİZDE BİRİLERİ HALA ALDATANLARIN OYUNUNDAN KURTULAMIYOR.
ANZAKLAR BİNLERCE KİLOMETRE ÖTEDEN DEDELERİNİ ANMAK İÇİN ÇANAKKALE’YE GELİRKEN, BİRİLERİ DİYARBAKIR'DAN ÇANAKKALE YE GELMEYİ AKLINDAN BİLE GEÇİRMİYOR. BU YETMİYOR, ÇANAKKALE'DE DEDELERİNİ KATLEDENLERİ RESMİ TÖRENLERLE AĞIRLIYOR.
AÇ GÖZLÜ EMPERYALİSTİN BİTMEYEN OYUNUNA FİGÜRAN OYUNCU OLUYOR. YAHU, SİZİN DEDELERİNİZİN MEZARI ÇANAKKALE’DE, SİZ NEDEN ÇANAKKALE’YE DEĞİL DE DİYARBAKIR'A GELİYORSUNUZ? DEMİYOR...
BİZ VARKEN, ONLAR YOKTU. FATİH 1453 TE İSTANBUL’U FETHETTİĞİNDE DAHA AMERİKA KITASI KEŞFEDİLMEMİŞTİ. KIZILDERİLİLER ÖZGÜR VE MUTLU YAŞIYORLARDI. BUGÜN KIZILDERİLİLER YOK…
TARİHİMİZİ, KİM OLDUĞUMUZU, KİMLERİN TORUNU OLDUĞUMUZU UNUTMAYACAĞIZ. ÇANAKKALE’DE DEDELERİMİZE, VATANIMIZA SALDIRANLARIN HEP PUSUDA OLDUĞUNU UNUTMAYACAĞIZ.
...25 NİSAN, AKBAŞ ŞEHİTLİĞİ HEPİMİZE YARIM SAAT MESAFEDE. BİNLERCE KİLOMETRE ÖTEDEN ALDATILAN DEDELERİNİ ANMAK İÇİN ÇANAKKALE’YE GELEN ANZAKLARIN NE YAPMAYA ÇALIŞTIĞINI İYİ ANLAYARAK SORUMLULUĞUMUZU YERİNE GETİRME ZAMANI.
YAŞANANI, GERÇEĞİ YERİNDE ÇOCUKLARIMIZA GURURLA ANLATMA ZAMANI. ÇOCUKLARIMIZIN ALDATILAMAMASI ADINA… ŞEHİTLERİMİZİ RAHMET VE ŞÜKRANLA ANIYORUM.
AVUKAT MEHMET ALTIN - ÇANAKKALE
Çanakkale’ye 1967 yılında parasız yatılı öğrenci olarak geldim. 5 yıl orta öğrenim gördüm. Benimle birlikte Türkiye’nin çeşitli yerlerinden gelmiş öğrencilerle bir arada devlet yurdunda yatılı öğrenci olmamıza rağmen bize bu savaşlarla ilgili hiçbir özel bilgi verilmediği gibi 5 yıl boyunca yarımadaya götürülmedik. Oysa 1967 yılında Çanakkale Savaşları yaşanalı 52 yıl olmuştu. Bugün düşündüğümde bunun neden yapılmadığına hala bir anlam veremiyorum.
Belki aynı aymazlık devam edecekti. Ancak birileri, hem de yaşanan savaşın mağluplarının torunları bir gün binlerce kilometre öteden, okyanusu aşıp Çanakkale’ye geldiler. Bu topraklarda ölen dedeleri için ayinler düzenlemeye törenler yapmaya başladılar. Oysa onlar bu savaştan utanacak kimselerdi. Dedeleri, birilerinin vatanını ellerinden almak için saldıran tarafın askerleriydi.
Hepimiz şaşkındık. Bu insanlar bu ayıplarına rağmen nasıl oluyor da çok uzun yolları kat ederek Çanakkale’ye geliyorlardı. Gerçek kısa sürede anlaşıldı. ONLARIN DEDELERİ
İNGİLİZLER TARAFINDAN ALDATILMIŞTI. İNGİLİZ’İN BİTMEYEN HIRSINA KURBAN EDİLMİŞLERDİ. HEMEN BU ACININ ETRAFINDA KENETLENDİLER. VE DEDELERİNİ ALDATANLARI LANETLEMEK İÇİN HER YIL ÇANAKKALE’YE GELMEYE BAŞLADILAR.
Evet Anzaklar bizi kendimize getirdi.
BİZ VATANINA SALDIRILMIŞ VE BU SAVAŞTAN GALİP ÇIKMIŞ DEDELERİMİZ İÇİN HİÇ BİR ŞEY YAPMADIĞIMIZI FARKETTİK.
Çanakkale Savaşları gün gün incelenmeye başlandığında ise hayretler içinde kaldık. DEDELERİMİZİN nasıl bir acımasız canavarla savaştığını görmeye başladık. Dünya uluslarına yüzlerce yıl kan kusturan ve bugün bu tavrını hiç değiştirmeyip, menfaati olduğuna inandığı her yeri cehenneme çeviren bu katilin gerçek yüzünü, bu savaşlarda yaşattığı vahşetin birini sizlerle paylaşarak göstermek istedik .
TARİH 25.NİSAN 1915… Yarımadaya yapılan kara saldırılarının ilk günü. Yüzlerce vatan evladı şehit….Tabii bir çoğu da yaralı. Yarımadada ulaşım aracı yok.Ancak atlar ve tahta arabalar. Yaralılar bin bir güçlükle Eceabat yakınında ve cephe gerisinde bulunan Akbaş mevkiine taşınıyor. YÜZLERCE AĞIR YARALI VAR. Bunların İÇİNDE BİR ÇOĞU askerleri ile birlikte en ön saflarda çarpışan üst düzey komutanlar, Binbaşılar, yüzbaşılar…
Akbaş’ta bulunan iskelede, şirketi hayriye'nin yolcu gemilerinden HALEP GEMİSİ yaralıları İstanbul’a götürmek için hazırlanmış. Ayrıca İstanbul’da Selimiye kışlası gelecek yaralıları tedavi amaçlı hastane haline getirilmiş.
Getirilen yaralılar büyük bir itina ile gemiye alınıyor. 200 ü aşkın vatan evladı bir an önce iyileşip tekrar cepheye dönme arzusu ile arkadaşları ile vedalaşıyor.
Erzincanlı Yüzbaşı Şekip, Nevşehirli Binbaşı Ali, Dadaylı yüzbaşı Mustafa Zeki, Çankırılı Binbaşı Seçkin, Elazığlı Yüzbaşı Mehmet Servet, Urfalı yüzbaşı İbrahim Hikmet, Tokatlı binbaşı Muhittin, Pozantılı yüzbaşı Hamdi, Sivaslı binbaşı İbrahim, Halepli Ahmet oğlu Mehmet… uzayıp giden yüzlerce isim.
Akbaş mevkii cephe gerisi. Gemi yolcu gemisi. Hastane gemisi olduğu zaten düşman tarafından biliniyor. Geminin üzerinde hiçbir silah yok.
AMA DÜŞMAN ÖYLE BİLDİĞİNİZ DÜŞMANLARDAN DEĞİL. Onun için hastane gemisi, savaş gemisi fark etmiyor. O yok etmek için programlı.
Gemi, Akbaş iskelesinden dualarla ve arkadaşlarını bir daha görememek endişesi taşıyan Mehmetçiklerin gözyaşları ile günün akşama yakın saatlerinde uğurlanıyor. Daha iskeleden 10-15 metre ayrılıyor ki korkunç bir patlama kıyıda uğurlayanları yerlerinde donduruyor. Daha fazla zarar verebilmek için geminin yüklenmesini bekleyen İngiliz E-11 denizaltısı artık zamanın geldiğine inanarak torpili fırlatmıştır. Gemi kısa sürede sulara gömülüyor. Gemi personeli ile birlikte 200 ü aşkın yaralı subay ve erlerimizden hiçbiri kurtulamıyor. Akbaş cehenneme dönüyor. Herkes perişan. Kimileri suya atlayıp denize düşenleri kurtarmaya çalışıyorsa da sonuç tam bir felaket. Toplanabilen şehitler elbiseleri ile birlikte karaya alınıp topluca gömülüyor... Sağ kalanlar nefretle sıktıkları yumruklarını göğe kaldırıp bu kalleş düşmanı topraklarından atacaklarına bir kez daha gözyaşları ile haykırarak yemin ediyorlar.
HANİ ÇANAKKALE SAVAŞLARI İÇİN CENTİLMENLER SAVAŞI FALAN DENİYOR YA SAKIN İNANMAYIN. BU SAVAŞIN TEK CENTİLMENİ VATANINI SAVUNAN MEHMETÇİKTİR.
BU SAVAŞTA UĞRADIĞI ONCA HAKSIZLIĞA, KENDİSİNE KARŞI İŞLENEN ONCA İNSANLIK SUÇUNA RAĞMEN “ Bu topraklarda ölenler artık bizim çocuğumuz olmuştur” diyen komutanın neferleri MEHMETÇİKLER…
ANZAKLAR KENDİLERİNİ ALDATANLARI TANIYIP MİLLET OLMAYA ÇALIŞIRKEN, BİZDE BİRİLERİ HALA ALDATANLARIN OYUNUNDAN KURTULAMIYOR.
ANZAKLAR BİNLERCE KİLOMETRE ÖTEDEN DEDELERİNİ ANMAK İÇİN ÇANAKKALE’YE GELİRKEN, BİRİLERİ DİYARBAKIR'DAN ÇANAKKALE YE GELMEYİ AKLINDAN BİLE GEÇİRMİYOR. BU YETMİYOR, ÇANAKKALE'DE DEDELERİNİ KATLEDENLERİ RESMİ TÖRENLERLE AĞIRLIYOR.
AÇ GÖZLÜ EMPERYALİSTİN BİTMEYEN OYUNUNA FİGÜRAN OYUNCU OLUYOR. YAHU, SİZİN DEDELERİNİZİN MEZARI ÇANAKKALE’DE, SİZ NEDEN ÇANAKKALE’YE DEĞİL DE DİYARBAKIR'A GELİYORSUNUZ? DEMİYOR...
BİZ VARKEN, ONLAR YOKTU. FATİH 1453 TE İSTANBUL’U FETHETTİĞİNDE DAHA AMERİKA KITASI KEŞFEDİLMEMİŞTİ. KIZILDERİLİLER ÖZGÜR VE MUTLU YAŞIYORLARDI. BUGÜN KIZILDERİLİLER YOK…
TARİHİMİZİ, KİM OLDUĞUMUZU, KİMLERİN TORUNU OLDUĞUMUZU UNUTMAYACAĞIZ. ÇANAKKALE’DE DEDELERİMİZE, VATANIMIZA SALDIRANLARIN HEP PUSUDA OLDUĞUNU UNUTMAYACAĞIZ.
...25 NİSAN, AKBAŞ ŞEHİTLİĞİ HEPİMİZE YARIM SAAT MESAFEDE. BİNLERCE KİLOMETRE ÖTEDEN ALDATILAN DEDELERİNİ ANMAK İÇİN ÇANAKKALE’YE GELEN ANZAKLARIN NE YAPMAYA ÇALIŞTIĞINI İYİ ANLAYARAK SORUMLULUĞUMUZU YERİNE GETİRME ZAMANI.
YAŞANANI, GERÇEĞİ YERİNDE ÇOCUKLARIMIZA GURURLA ANLATMA ZAMANI. ÇOCUKLARIMIZIN ALDATILAMAMASI ADINA… ŞEHİTLERİMİZİ RAHMET VE ŞÜKRANLA ANIYORUM.
AVUKAT MEHMET ALTIN - ÇANAKKALE
"Halep Gemisi Cinayeti (Ç.kale Savaşı)" Hakkındaki Yorum Sayısı 0 yorum